Acele hüküm vermeyelim elbette ama ne yapalım ki, yakın tarihimizin aynası bize bu işlerin 'hep böyle' olduğunu göstermekte.
1921 yılının Nisan ve Haziran ayları
arasında Dersim dağlarının kuzey sınırlarında meydana gelen Koçgiri
ayaklanmasını şiddetle bastıran Sakallı Nureddin Paşa'nın yaptıklarının
nasıl yanına kâr kaldığı bizzat Türkiye Büyük Millet Meclisi
tutanaklarından rahatlıkla izlenebilir.
Hem Nureddin Paşa, hem de emrindeki
Topal Osman'ın Samsun ve Koçgiri'deki acımasız ve kanunsuz eylemleri
zamanında Meclis'te kıyasıya eleştirilmiş ama başta Başkomutan Mustafa
Kemal Paşa ve devlet, onlara dokunulmasına engel olmuş, kendilerinden
hesap sorulamamış ve bir milletvekilinin deyişiyle, Ermenilere, hatta
'Afrika'daki barbarlara' bile layık görülmeyecek zulümler cezasız
kalmıştır.
Şimdi Sakallı Nureddin Paşa'nın düzenli
kuvvetleri ile Giresunlu Topal Osman'ın gönüllülerinin işlediği
zulümlerin Meclis'te nasıl tartışıldığına kulak verelim. Bunun için TBMM
gizli oturum zabıtlarının sayfalarına eğilmemiz yeterli olacaktır.
3 Ekim 1921 günkü 85. toplantıda söz
alan Erzincan Milletvekili Emin Bey, Koçgiri olaylarını bizzat takip
ettiğini söyledikten sonra "Orada öyle bir mezalim (zulüm) icra
edilmiştir ki, tüyleri ürpertir." der. Emin Bey'e göre asıl facia, bu
zulümlerin Meclis adına ve onun verdiği yetkilere dayanılarak yapılmış
olmasıdır.
Konuşmacılara göre Nureddin Paşa ve
adamları, Meclis'in isyanı bastırmak için ordu komutanlıklarına verdiği
yetkiyi kötüye kullanmışlardır. Erzurum Mebusu Mustafa Durak Bey şöyle
der: "Memleketimizde yapılan mezalimi herkes duymalıdır. Çünkü
efendiler, memlekette yapılan bütün felaket, bütün mezalim, bütün
seyyiat (kötülükler) bunların milletten saklanmasından doğmaktadır."
(Sanki son cümleyi günümüz için söylemiştir.)
Koçgiri'de devlet adına işlenen
zulümlerin açıklanmasını neredeyse söz alan bütün milletvekilleri
istemektedir. İçişleri Bakanı Refet (Bele) Paşa, "Hepimiz suçluyuz." der
bu yetkiyi ordu komutanlarına tanımakla, "Gelin hep birden itiraf
edelim." diyerek günah çıkartır. Erzurum Mebusu Hüseyin Avni (Ulaş) Bey
ise üstü örtülmeye çalışılsa da zulmün Avrupa kamuoyu tarafından
bilindiği ve aleyhimize kullanıldığı kanaatindedir. Şunları ekler: "Bir
adam görevini kötüye kullanmış, cezasını görsün."
Erzincan Mebusu Fevzi Efendi ise daha da
ileri gider ve Koçgiri'de halka yapılan mezalimin ancak Cengiz Han'ın
ordusu veya Ermeniler tarafından işlenebileceğini dile getirir. Yakılan
evler, ırzlarına saldırılan kadınlar, öldürülen çocuklar ve siviller.
Söz alanlar dur durak bilmeden Nureddin Paşa'nın gaddarlığından söz
eder. Bir imha hareketine girişildiğinden söz edenler bile çıkar. Emin
Bey iyiden iyiye açılır ve şunları söyler:
"Efendiler, dünyanın hangi yerinde böyle
bir harekât görülmüştür ki, babasını bir evladın eline bir ip, diğer
evladın eline bir ip alarak çektirerek tam altı saat zarfında bu suretle
feci bir şekilde öldürülmüştür?" (Bunu yapanların da Topal Osman'ın
adamları olduğunu açıklar.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder