29 Haziran 2012 Cuma

Rabıta nedir?.

Ubeydullah Ahrâr hazretleri, “Sadıklarlaberaber olunuz” meâlindeki âyeti şöyle tefsir ederdi:

“Burada beraber olmanın iki anlamı vardır: Maddî ve mânevî beraberlik. Maddî beraberlik, Allah’ın sadık kulları ile oturup kalkmaktır. Onların sohbetlerinde bizzat bulunmaktır. Bir kişi, onların sohbetlerine devam eder, onlarla birlikte olursa, sadık kulların üzerinde bulunan nurlardan nasiplenir. Onların huyu gibi kendi huyu dagüzel olur.

Mânevî beraberliğe gelince bu, kalbi Allah dostu olan sadık kulların sevgisiyle doldurmaktır. Bu durumda, onlarlazâhirî bir beraberlik olmaz, amagönül birlikteliği olur. Arada mânevî bir bağ kurulur. Bu irtibat kuvvetli olursa, o büyük velîlerin mânevî sırları, bu irtibatı kurabilen kişilerde de görülür. İşte bunabizim yolumuzdarabıta denir.

Bu yüzden tasavvuf yolunagiren kişiler, biat ettikleri kâmil mürşide hem zâhirî hem de bâtınî anlamdabağlanmalıdır. Mürşid-i kâmil olan velîler, Allah’ın sadık kullarındandır. Onların yolunda bir eğrilik ve sapma olmaz. Onlar sözleri ve yaptıkları ile dosdoğru yolun rehber velîleridir. Yüce Allah, insanahem tesir etme hem de tesir altında kalma yeteneği vermiştir. Bu ise sohbet ile elde edilir. Rabıta da bir nevi sohbettir. Çünkü maddî uzaklık, mânevî yakınlığa engel değildir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) vefatına yakın, Mescid-i Nebî çevresinde yer alan evlerin kapılarından, Hz. Ebû Bekir Efendimiz’in (r.a) evinin kapısından başka bütün kapıların mescide kapanmasını istedi. Sahâbe-i kirâm, bunu neden yaptığını sorunca da, “Bunu kendiliğimden yapmadım” buyurdu.

Hz. Ebû Bekir Efendimiz’in (r.a), Peygamber Efendimiz’e sevgisi bambaşkaydı. Bizim yolumuzun esası Hz. Ebû Bekir Efendimiz’in (r.a) yolunda yürümektir. Sevgi yolundan başkainsanı vuslata erdirecek yol yoktur. Rabıta bu sevgiyi elde etmektir. Sâdât-ı kirâmın yolu olan Nakşibendîlik de bu sevgi üzerine kurulmuştur.

Hiç yorum yok: